Korozyon Nedir, Nasıl Oluşur?
30 Mart 2021
Deprem Dayanıklılığı için Rijit mi Sünek mi?
4 Mart 2021

Depremde
Korunmak için Mevcut Yapılar
Güçlendirilmeli mi, Yıkılıp Yenilenmeli mi?


Yapısal güçlendirme projeleri, yapısal elemanlara uygulanan ve yapının mukavemetini ve performansını olduğu kadar konforunu da artıran çeşitli işlemlerden oluşur.
Maliyet, zaman ve güvenlik gibi konuların yönetimi, güçlendirme gereksinimi tespiti ve projelendirilmesi uzman ekipler tarafından yapılmalıdır.

Bilir kişiler tarafından değerlendirilmesi gereken pek çok hayati parametreyi barındıran güçlendirme projelerinde bir binanın güçlendirilmesinin maliyeti, yıkılıp tekrar yapılmasına kıyasla çok farklı da olmayabilir. Genellikle zafiyet yapının geneline yayılmış durumdaysa güçlendirme maliyetleri yıkıp yeniden yapmaya yaklaşabilir.
Ancak maliyet farkı ne olursa olsun güçlendirme, yeniden yapıma göre daha çevreci bir yaklaşımdır ve yeniden yapım için gerekli olan enerji tüketimi, insan faaliyetleri ve atık maddeler açısından karbon ayak izi çok daha düşük bir uygulama olarak öne çıkmaktadır. Son noktada detaylı hesaplamalar ve öngörüler ışığında karar alınır çünkü yapının fonksiyonu, sakinlerin veya işletmelerin yapıyı kullanma durumları, kullanıma devam etme veya yeniden kullanıma başlama zamanları da karara etki edecek diğer unsurlardır.

RİJİTLEŞTİRME HER ZAMAN GÜÇLENDİRME ANLAMINA GELMEYEBİLİR

Birçok farklı ve etkili güçlendirme yöntemi de vardır. Deprem izolatörleri ile deprem yüklerinin yapılara etkisi ortadan kaldırılabileceği gibi yapısal elemanlar deprem yüklerini karşılayacak şekilde de güçlendirilebilir. Bu tür uygulamalarda konvansiyonel betonarme kullanılabileceği gibi karbon elyaf ve plakalar ve hatta çelik çekirdekli karbon kompozitler kullanılabilir. Her alanda olduğu gibi güçlendirme projeleri ve uygulama detayları da uzman mühendislerce hazırlanmalıdır. Örnek olarak deprem anında yapı elemanları rijitlikleri oranında deprem yüklerini paylaşırlar. Bir yapıdaki kolonlardan bir ya da birkaçı rijitleştirilerek güçlendirilirse, tüm deprem yükleri bu kolonlar üzerinde toplanacağından aksi etki bile yaratabilir. Uygun yöntem ve detay seçimi yapmazsanız güçlendirme işlemi yaptığınızı düşünürken aslında zayıflatıyor olabilirsiniz.

Kolonlardaki etriye eksikliği deprem yükleri altında kolonların çok daha kırılgan bir davranış göstermesine sebep olur. Sık rastladığımız bu zafiyeti, yapının genel durumunda sıkıntı yoksa sadece kolonları karbon elyaflar ile sararak daha sünek hale getirilmesiyle çözebilir, yapının deprem performansında ciddi bir artı yaratabiliriz. Bu tür uygulamalar yıkıp yeniden yapmaya göre çok daha ekonomik ve hızlı çözümler sunacaktır.
Sünek hale getirme ifadesini özellikle kullanıyorum çünkü güçlendirme kelimesi yapı elemanlarını büyütme, kolonları genişletme yani rijitleştirme olarak algılanabiliyor. Bu yanlış algı hayati sorunlara sebep olabilir çünkü rijitleştirmek her zaman güçlendirme anlamına gelmeyebilir. Bazı durumlarda yapı elemanlarının bir kısmını daha rijit hale getirmek, deprem yüklerinin bu elemanlar üzerinde yoğunlaşması, daha kolay kırılır ve yıkılır hale getirmek anlamına gelebilir.
Öte yandan başka bir örnekte, yapının tamamına müdahale etmek zorunda değilsek ve yalnızca bodrum katında korozyon tespit ettiysek, binanın performansına yönelik onarım çalışmaları oldukça ekonomik olabilir. Korozyon, eski yapılarda durabiliteyle ilgili zamana bağlı ortaya çıkan pek çok problemin başında geliyor. Korozyon sonrası onarım binayı ilk günkü performansına ulaştırabilir hatta günümüz şartnamelerinin istediği kriterlere dahi ulaşılabilir.

YIKILACAK KONUMDAKİ BİR BİNAYI GÜÇLENDİRMEK MÜMKÜN AMA EKONOMİK Mİ?

Cevap binanın kullanım durumuna ve zaman maliyetine göre değişir.
Biz eski binaları tasarlandığı günkü seviyesine getirecek şekilde onarabiliriz, performanslarını artıracak şekilde güçlendirebiliriz hatta günümüz şartnamelerine uygun hale bile getirebiliriz ancak bu projeler bazen ekonomik açıdan mantıklı olmayabilir.
Öte yandan özellikle fabrikaların güçlendirilmesinde durum farklılaşır, üretim kayıpları projelerin maliyetine eklenir. Güçlendirme sürerken üretim devamlılığını sağlayabiliyor olmak yıkıp yeniden yapma maliyetlerinin üzerinde bir güçlendirme projesini tercih etmenize sebep olacaktır.

Güçlendirmenin, inşa etmekten oldukça farklı bir uzmanlık alanı olduğunun da altını çizmek gerekir. Bir otomobil fabrikasının ortalama birkaç dakikada bir otomobil üretilebilme kapasitesi vardır ancak kaportası hasar almış bir otomobili eski durumuna getirebilecek iş gücü ve yapılanması mevcut değildir. Ülkemiz in"şaatı sıfırdan yapmaya yönelik yetişmiş insan kaynağına sahip veya bu anlamda mesleki yeterlilik sağlamaya çalışıyor. Onarım ve güçlendirme projeleri ise bambaşka bir mühendislik ve iş gücü alanı.

İsmail Çoksayar, SAVE Kurucu / İnşaat Mühendisi